SON DAKİKA
Hava Durumu

Rezaletle Övünen Utanmazlara Dair

Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2022 01:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2022 01:53

Bunlar hiçbir şekilde utanmasını da bilmiyorlar.

Dünyanın en büyük rezaletini çıkarsalar bile asla rezil olmuyorlar.

Bırakın utanmayı ve rezil olmayı bilakis zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar.

Rezaletin keyfiyetine göre üste çıkmakla da yetinmeyip rezilliği faş edenlerin özür dilemelerini dahi bekliyorlar ki, sözün bittiği yerdir.

Elbette ki, geçen hafta yaşanan skandalları kast ediyorum.

Günler önce ilan edilen “kar geliyor” uyarılarına rağmen istifini bozmayıp İstanbulluları kelimenin tam manasıyla eziyete ve işkenceye mahkûm eden İBB başkanı Ekrem İmamoğlu ve şürekâsı, beceriksizliği ve rezilliği kabul edip utanç içerisinde bir köşeye çekilmek yerine karşı saldırıya geçti malumunuz.

İnanılır gibi değil ama tastamam böyle oldu.

İngiliz büyükelçisiyle balıkçıda basılan İmamoğlu, başlangıçta sessiz kalarak sanki böyle bir görüşme yapılmamış izlenimi bıraktı.

Bunun üzerine genel başkan yardımcısı düzeyindeki partilileri ve fondaş medyanın tetikçi kalemleri hakaretler savurarak savunmaya geçtiler.

İmamoğlu, bu gelişmelere rağmen çıtını çıkarmıyordu.

Çok geçmeden fotoğrafların ve görüşmenin gerçek olduğu ortaya çıktı.

Üstelik İmamoğlu’nun bilindik yalanlarından birisi olan “bir saat” falan da değil tam 2 saat 50 dakikalık balık sefasıyla kamufle edilmiş gizli bir görüşme söz konusu idi.

Önce afalladılar ve ardından hızla yazdıklarını silmeye başladılar.

Tam, ‘artık herhalde utanca gark olup süklüm püklüm köşelerine çekilirler’ diye düşünüyorduk ki, karşı saldırıya geçtiler.

Fotoğrafların servis edilmesini “özel hayat” argümanı ile kınayıp tam bir “yavuz hırsız” örneği sergilemeye başladılar.

Hiçbiri, “yahu orada sadece CHP’liler vardı, bu fotoğrafları kim yaydı?” demeden sanki mağdurlarmış gibi yazıp çiziyorlardı.

Oysa besbelli ki, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kıyasıya yarıştığı genel başkanı Kılıçdaroğlu mamulatı bir servis idi bu.

Fondaş medyanın en utanmaz kalemi Uğur Dündar, utanmazlıkta ve rezillikte şaheser (!) sayılabilecek bu hadiseyi, “utanma” kavramının bile yüzünü kızartacak şu ifadelerle savundu.

"Gözleri o kadar kararmış ki, İngiliz Büyükelçiye 'Kötü hava koşulları ve yolların kapalı olması nedeniyle randevumuzu iptal ediyorum' diyerek, aciz başkan portresi sergilemek yerine, Okmeydanı'ndaki AKOM'dan, Sarıyer'e giderek, yolları açık tutmayı başaran Belediye Başkanı mesajını verdiğini bile göremiyorlar!.."

Siz de pes dediniz değil mi?

Evet, vallahi pes doğrusu…

Aradan 3 gün geçti.

Bu kez İmamoğlu ekibi Kılıçdaroğlu’ndan rövanşı almak için bir tezgâh tertipledi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının bir TV programına çıktığı gece, aynı saatte sözüm ona ‘6 milyarlık bir yolsuzluk’ olduğu iddiasıyla Cumhurbaşkanının ıslak imzasıyla yapılmış bir ihaleden söz ediyordu.

Ulaştırma bakanı anında böyle bir şeyin vuku bulmadığını, iddianın tamamen asılsız ve yalan olduğunu gözler önüne seren bir açıklama yaptı.

Bunun üzerine bu yalan ve iftira nedeniyle Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu aleyhine 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.

Kılıçdaroğlu fena halde faka basmıştı ama tahmin edebileceğiniz gibi o da utanmadı ve ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi kendi TV kanalına çıkarak eften püften konuşmalarla meseleyi savuşturdu.

Görüldüğü gibi ne yapsalar boş, herifler hiçbir şekilde utanmıyor ve rezil olmuyorlar.

Lakin rezilliğin üzerine tüy dikmekte pek mahirler…

Midenizin bulandığının farkındayım ama bir örnek daha vermek istiyorum.

İstanbul’da rezalet diz boyu iken, çalışmaların gayet mükemmel bir şekilde yürüdüğünü söyleyen İBB başkanının danışmanı Murat Ongun, her şeyin muhteşem olduğunu söylemekle kalmıyor, oturduğu sıcacık yerinden bu harikulade (!) çalışmaları eleştiren trollere laf çakmaktan da geri durmuyordu.

Sonra, aslında Murat Ongunun İsviçre’de geceliği 60 bin TL (yazıyla; atmış bin), olan bir otelde kayak keyfi yaparken bu açıklamayı yaptığı anlaşıldı.

Peki, bu herif utandı mı?

Ne gezer!..

Bırakın utanmayı, İsviçre’de bulunduğunu THY yetkililerinin servis ettiği iddiasıyla karşı hücuma geçti.

İster inanın ister inanmayın, fondaş medyanın tetikçi kalemleri, gazeteleri, TV'leri ve haber siteleri, aynı pişkinlik ve gayretkeşlikle patronlarını savunmaya geçtiler. Eh, ne de olsa milyonlarca liralık fonlamalar Ongun’un onayından geçiyordu.

Durum böyle iken böyle maalesef…

Öteden beri iddiam şudur.

Bunları asla utanmış bir biçimde ve mahcup bir halde göremezsiniz.

Sadece bunları değil, milyonlarca taraftarlarını da bu rezaletler sonrasında mahcup ve utanmış bir halde göremezsiniz.

Dahası, bu inanılması güç rezaletleri bütün güçleriyle savunduklarına şahit olursunuz.

Bu nedenle, aklını, vicdanını ve haysiyetini kiraya vermiş bu nadanları ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı yoktur.

Bunlar, asla utanmayacakları gibi asla geri de dönmezler.

Yapılması gereken tek şey, bütün bu olup biteni, tüm çarpıcılığı ve çıplaklığı ile halkın bilgisine sunmak ve milletin ferasetine havale etmek…

Tez kazanç budur, gerisi boştur!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.