SON DAKİKA
Hava Durumu

Sesi Güzel Sözü Çirkin

Yazının Giriş Tarihi: 23.05.2022 00:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.05.2022 12:03

CHP Bursa milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, meclis genel kurulunda ilginç bir şova imza attı.  Bu şovun gerekçesi şarkıcı Aynur Doğan’ın iptal edilen konseriydi bilindiği üzere…

Bahse konu şarkıcının HDP mitinglerinde boy gösterdiği ve bir propagandist gibi açıklamalarda bulunduğu gerçeğinden hareketle gösterilen tepkiler üzerine, Derince belediyesi bu şarkıcının daha önce duyurusu yapılmış olan konserini iptal etmiş ve tartışmalar bu iptal sonrasında başlamıştı.

Konseri iptal eden Derince belediyesi, anılan hadiseye değinmeden, iptal gerekçesini şöyle ifadedelendirmişti.

“Konseri düzenleyen kişiler gerekli izinleri almadan yayın yapmışlar ve bilet satmışlar. Bize bir izin başvuruları var ancak bilet satışı, başvuru sonuçlanmadan önce başlamış!”

Bu iptal hadisesi üzerine başta HDP/PKK çevreleri olmak üzere CHP ve sol medya, konuyu ısrarla “Kürtçe müziğin yasaklanması” gibi lanse etti ve tartışmalar alevlendi.

İşte Bayan Nurhayat bu tartışmalar devam ederken yazının başında ifade ettiğimiz gösterisini yaptı.

Genel kurulda oturduğu yerden söz alan ve konuşmasında Sertap Erener'in ‘Every Way That I Can’ şarkısını seslendiren Altaca şarkının hemen ardından, ‘söyleyebiliyoruz’ dedi ve ardından ‘Dar Hejiroke’ye geçti.

Bayan Nurhayat bu kez şarkının bitiminde ‘söyleyemiyoruz’ diyerek sözde tepkisini somutlaştırmış oldu.  

Bu ilginç ‘konuşma’ (?) esnasında gördük ki (yahut ben ilk kez gördüm), Bayan Altaca’nın sesi pek güzelmiş doğrusu.

Sesi güzel olmasına güzel de sözü gerçekten çirkindi yahut diğer bir deyişle doğru değildi. Hatta bir bühtan içerdiğinde de zerre kadar şüphe yoktu. Zira ‘söylenemiyor’ ifadesi, bir gerçeği perdelemenin ötesinde insafsızca bir iftiranın seslendirilmesinden başka bir şey değildir.

Sahi gerçekten, Kürtçe şarkı-türkü söylenemiyor mu?

‘Ne münasebet!’ dediğinizi duyar gibiyim.

Evet, gerçekten de ‘ne münasebet?!’

İptal kararı ne derece doğru ya da hangi oranda yanlış, bunu tartışmayacağım.

Bir terör örgütü (çünkü HDP, PKK’nın ta kendisidir) propagandistinin kamuya açık konserinin ilanı, başlı başına bir hatadır. Bu yüzden bu hususu geçiyorum bir kalem…

Gelelim Kürtçe konuşulup, şarkı-türkü söylenip söylenemediğine…

Evet, bu ülkede bir zamanlar Kürtçe konuşmak suçtu ve konuşanlar derdest edilip hapishanelere gönderiliyorlardı.

Zalimce işkence görenler bile vardı.

Hele Kürtçe şarkılar, terörist yaftası yemeniz için yeter de artar bir sebepti.

Peki, hangi zamanlardı bunlar?

Elbette ki, Bayan Nurhayat’ın vekili olduğu partinin yani CHP’nin devr-i iktidarında…

“Vatandaş Türkçe konuş!” ilanları ve buna paralel baskıları CHP’ye nasip (!) olmuştu nedense…

Nurhayat Altaca eski ismi ‘Dersim’ olan Tunceli doğumlu…

Şimdiki partisi CHP, zamanın Elazığ valisi ve Bursalıların yakından tanıdığı İhsan Sabri Çağlayangil’in ifadesiyle; kendi dedelerini-atalarını “mağaralarda fareler gibi zehirlediler!”

Hal böyle iken, bir tür ‘Stockholm Sendromundan’ mustarip Bayan Altaca, mensubu olduğu partinin zulümlerini görmezden gelip Kürtler üzerindeki tüm baskıları ve zulümleri tarihe gömen Adam’a ve partisine bühtan etmeyi seçmiştir.

Yahu bu ülkede bırakın Kürtçe konuşmanın sıradanlığını, devletin TRT Şeş ismiyle tahsis ettiği bir TV kanalı var!

Ne yani TRT Şeş’te mi Kürtçe şarkı söylenemiyor?

Söz çirkindi derken, bühtandır, iftiradır derken, altını çizdiğim husus elbette ki, buydu.

Ucuz siyasetin de bir hududu olmalı değil mi?

Tarihi ve sosyolojik gerçekler orta yerde dururken, bir propagandiste yönelik yaptırımı, Kürtçeye yönelikmiş gibi göstermek ucuz siyasetin ta kendisidir!

Bayan Altaca, vatandaşı olsun diye çocuğunu doğurmak için özel olarak gittiği Amerika’da ve hayranı olduğu AB ülkelerinde, söz gelimi IŞİD propagandisti birinin bırakın şarkı söylemeyi 1 gün dahi nefes alamayacağını bilmez mi dersiniz?

Bence bilir!

Bilir bilmesine de sırf muhalefet etmek için böyle ucuz argümanların arkasına saklanmaktan yine de imtina etmez.

Son söz olarak şunu söyleyelim.

Türkiye’de, Erdoğan sayesinde Kürtçe bir sorun olmaktan çıkalı neredeyse 20 yıl oldu. Lakin Amerika’ya uşaklık yapan ‘terörist ve halk düşmanı PKK Kürtçülüğü’ her daim bir sorundur ve sorun olmaya devam edecektir.

Nurhayat Altaca gibi gerçeği bile isteye manipüle edenler aksini söyleseler de bu böyledir!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.