SON DAKİKA
Hava Durumu

Ve TÜSİAD da Sahnede…

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2021 12:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2021 12:33

Patronlar kulübü olarak da bilinen Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD, şimdiye kadar gölgesiyle yıkım ekibine destek verirken, geçtiğimiz günlerde bu desteğini aleniyete dökme kararı aldı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet sayesinde zenginleşen ve ülkenin adeta kaymak tabakasını oluşturan güruhun temsil edildiği bu yapı, bütün kritik süreçlerde yıkıcı bir rol üstlenmiştir.

Sülük gibi milletin kanını emenler, doğaldır ki, bu kez de sahneye çıkacaklardı ve sonunda çıktılar.

Lakin aleni bir şekilde ortaya çıkışlarından bir tuhaflık var.

Joe Biden hesabına Türkiye’deki muhalefeti organize eden CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde TÜSİAD başkanı ile görüşüp topa girmesini istedi.

Başkan, emrin tam olarak nereden geldiğini anlamamış olacak ki, bu teklife sıcak bakmadıkları anlamına gelen bir açıklama yaptı.

Bu beyanın hemen ertesinde asgari ücret açıklandı ve üzerinden 24 saat geçmeden TÜSİAD, bu kez ağız değiştirerek resmen maça dâhil oldu.

Yapılan açıklamada;  “Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli” deniliyordu.

Peki, neymiş bu “genel kabul gören” iktisat bilimi kuralları?

Yüksek faiz mi?

Paradan para kazanma hırsı mı?

Yatırımlardan ve üretimden vaz geçilmesi mi?

İstihdamın azalması mı?

Ne?

Yoksa emekçiye verilecek olan paranın yükselmesi mi?

Bu sorulardan, emekçilere verilecek olan paranın yükseleceği gerçeğinin dışında müspet olarak cevaplanabilecek tek bir şık dahi yoktur görüleceği üzere.

Patronlar da gayet iyi biliyor ki, “yüksek faiz”, “genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına” göre bir ekonomiyi mahvedecek en mühim amildir.

Dünyanın neresinde sanayici yüksek faizi savunmuş?

Sahi bunlar sanayici mi yoksa tefeci mi?

Dertleri ne?

Dertleri sömürü imkânlarının gün geçtikçe azalacak olması elbette.

Tabii bir de emrin yüksek yerden gelmiş olması…

Türkiye’deki muhalif cenahın yıkım operasyonuna başlayacağını Joe Biden 2 yıl önce deklere etmişti, malumunuz…

Başını, FETÖ’nün kontrolündeki CHP’nin çektiği, İYİ Parti ve HDP/PKK’nın da başat rol üstlendiği bu yıkım ekibine Karamollaoğlu, Gül/Babacan, Davutoğlu ve diğerleri de monte edilmişti.

Bununla da yetinilmemiş, fondaş medya, Kemalistler, bazı İslamcı eskileri, solcular, Sosyalistler ve Komünistler de bu ekibe eklemlenmişti.     

Pazılın son parçası olan TÜSİAD ise bu gelişme ile daha önce hafi olan konumunu nihayet aleniyete dökme durumunda kaldı.

Üstelik, Sosyoloji biliminin ve iktisat biliminin bütün kurallarını yerle yeksan edecek bir sözde argüman ile oldu bu…

Öyle bir sosyoloji paradoksu ki, sözde solcular ve Komünistler, ellerindeki tuzlukla, para babalarını desteklemeye koşuyor, var güçleriyle faizcileri savunuyor…

Cumhurbaşkanının “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” tesmiye ettiği olağanüstü durum, bu son gelişme ile artık daha can alıcı bir mahiyet kazanmıştır.

Karşı taraf, elindeki tüm imkân ve araçlar ile öldüresiye saldırı pozisyonundadır.

Ellerinden gelecek ne varsa, artlarına koymayacaklarından emin olabilirsiniz.

 Pazartesi gününden itibaren (yazıyı Pazar günü kaleme aldığımı not düşmeliyim), bu acımasız saldırının en çarpıcı örneklerine hep birlikte tanıklık edeceğiz.

Kurun yapay bir şekilde yükseltilmesinden tutun da fiyat artışlarına, hatta tedarik zincirlerindeki aksamalara varıncaya kadar her imkânı kullanacaklar.

Amaç, toplumsal panik ve kaos üretebilmek…

Açık söylemek gerekirse bu, başvuracakları en son yöntemdi ve şimdi o noktadalar.

Bu apaçık saldırıya millet olarak ancak topyekûn “Milli Direniş” bilinciyle mukabelede bulunmak mümkündür.

Şüphesiz ki, sıkıntılı bir süreç ama üstesinden gelmek sanıldığı kadar zor değil.

8 yılını doldurmuş bir savaşın artçılarına bu yolla mukabelede bulunulabilir.

Görelim Mevla neyler…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.