SON DAKİKA
Hava Durumu

Finlandiya-1 Kırım Savaşı ile Koruduğumuz Åland’ı Serbest Bıraksana!

Yazının Giriş Tarihi: 09.10.2022 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.10.2022 00:00

Ne ilginç bir savaş vermişiz…

Rusları, müttefik dediğimiz Avrupa ile birlikte yenmemize rağmen Paris Antlaşması bizim aleyhimize de maddeler barındırmış, boşuna denmiyor “Para Para Para” diye. Sırf bu konu için bile uzun bir yazı yazılır ama sadece Åland Adalarından bahsedeceğiz, yoksa İngiltere’den girip Fransa’dan çıkmamız gerekir. Ufak bir yazı olacak ama altı binden fazla adadan bahsedeceğiz, yanlış duymadınız İsveç ve Finlandiya arasında 6000’den fazla ada.

Åland Sözleşmesi ile ufak bir tarihi giriş yapalım ama korkmayın son yazımdaki kadar uzun değil, dört cümle sadece.

Bu adalar; Pariş Antlaşması altında olan Åland sözleşmesi ile Rusya’ya silahlandırmamak şartıyla verildi. Örneklendirmek gerekirse, Adalar Denizindeki Osmanlı Adalarının bazılarının Yunanistan’a verilmesi gibi. Ruslar yaklaşık 60 sene bekleyebildi silahlandırmadan, bu açıdan Yunanistan biraz daha sözüne sadık gibi. Sonra Rusya dağıldı, bilindik hikayeler sonrasında Åland sorunlu bir şekilde özerk olarak Finlandiya’ya bırakıldı.

Günümüze geldik, bırakalım Avrupa’nın “The Åland Islands Solution” söylemlerini. Gerçi burada bile ayrımcılığa bakın. Bizde problem çıktığında hemen “… Sorunu” diyenler, Avrupa ülkesinde özerk yapının sorununa bile “... Çözümü” diyor. Genel iki yüzlülüğü de şimdilik koyalım kenara.

NATO’ya girmek isteyen Finlandiya’nın iki yüzlülüğüne bakalım.

Finlandiya, ülkemizde silahlı eylem yapan teröristleri korumaya alırken, özerk toprağa sahip olan Åland Adalarında silahsız ve masum insanların kendi haklarını kullanmalarını engelliyor, özgürlüklerini kısıtlıyor. Bununla da kalmıyor, Swedish Finnish Amphibious Task Unit (SFATU) dedikleri bir birlikle silahsızlandırılmış adaları sürekli baskı altında tutuyor.

İsveç’in Ruslar’a karşı koruyamadığı topraklarda bağımsızlığını ilan etmiş Finlandiya, sıra Åland Adalarının bağımsızlığına gelince maalesef kendinde hak gördüğünü başkasının hakkı olarak görmemektedir. Bizim Kıbrıs’a tanıdığımız, kendi Cumhurbaşkanını seçme hakkını bile gasp ederek, özerk Åland’a vali atamayı Finlandiya’nın hakkı olarak görmektedir. Bunu yaparken, bize karşı da kendi topraklarımızda ellerinde silahla hak iddiasında bulunan çapulcu teröristleri, sözde direnişçi kisvesi ile savunmaktan çekinmemektedir ve uluslararası kabul görmüş terör örgütü elemanlarını teslim etmemektedir.

Finlandiya’nın bilinçli olarak asimile etmekte olduğu Åland Halkının haklarına sahip çıkmak isteyenler ise yok değil tabi.

ÅLANDS FRAMTID

Bölge halkının, ana dilini, kültürünü, ekonomisini ve kendi kaderini tayin hakkını savunmakta ve her platformda bölge halkına sahip çıkmaya çalışmaktadır. Kendini “Bağımsızlığa giden yolda artan, kendi kaderimizi tayin etme yoluyla Åland'ı kendi koşullarımıza göre inşa etme yeteneğimize inanan bir siyasi partiyiz.” olarak anlatmaktadır.

Bu yapı ise silahlı bir örgüt olmadığından olsa gerek ki Finlandiya teröristlere sahip çıktığı gibi ÅLANDS FRAMTID’e destek olmamaktadır. Aksine, Åland özerk olmasına rağmen aslen İsveç olan büyük bir halkı yok saymaktadır.

Finlandiya’ya sormamız gerekmez mi?

Başkasının topraklarına göz dikmiş teröristlere sahip çıkıyorsun da asıl; onurlu mücadelesi olan, adaların asıl sahibi, silahsız ve masum Åland Halkına destek verip neden bağımsızlıklarını kabul etmiyorsun?

Osmanlı’nın torunu olarak benim düşündüğümü siz de ara ara düşünmüyor musunuz?

Biz bunlar teröristlere sahip çıkabilsinler diye mi Ruslara karşı bunlarla birlik olduk da Rus ilerlemesini durdurduk?

Biz ki Kafkas Cephemizi zayıf bıraktık ve Kırım’da, Avrupa hattı müdafaasına şehit olduk. Hatta bu uğurda Abdülhamit Han’ı olmadık borçlara boğduk, sonra ödeyeceğiz diye tavizlerle mahvolduk. Kırım’da şehit olmak yerine sathı müdafaa etsek ne olurdu Avrupa’nın hali diye çokça düşünmediniz mi siz de?

Ben ara ara düşünüyorum ama bunu Finlandiya’nın düşünmediğini biliyorum ve hatırlatmayı kendime görev addediyorum.

FinlandiyaLILAR unutmasın ki Sivastopol önünde yatan gemilerimizin kudreti bu sefer Avrupa’nın veya NATO’nun yanında olmayacaktır, iki yüzlülüğü bırakmadıkları sürece…

Avrupa ve NATO unutmasın ki kapitülasyonlar 1923’te kalktı ülkemizde…

Dünya unutmasın ki vatanperverlerimiz 1965’te "Millet Yapar" dedi bir kere…

Masumların ezildiği yer, bir gece ansızındır artık bize, Suriye de Åland da Kırım da Kıbrıs da Adalar Denizi ve ötesi de…

Kalın selametle…

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.