SON DAKİKA
Hava Durumu

O Kürek Bir Gün Senin Kafana da İner İnşaallah

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2022 19:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2022 19:58

Sürekli, isyan ederek dile getirdiğimiz bir söylem var, “siyaset üstü”. Bugün yine bu söyleme denk gelince günün konusu belli oldu. Nedir paylaşamadığımız ve ayrıldığımız konular, kısaca bir bakalım istiyorum.

Son günlerde herkesin ağzından düşürmediği sokak hayvanları konusuyla başlayalım. Konya’daki olaya gereğinden büyük bir tepki gösterdiğimizi düşünüyorum. Tepki göstermekte haklı mıyız? Tabi ki tartışılmaz haklıyız. Fakat madem vicdansızlara bu kadar karşıyız, keşke mayınlarla şehit edilen askerlerimiz için de o bölgelere gidip terör ile mücadeleyi de sivilleştirseydik demeden de geçemiyorum. Silahsız öğretmenlerimiz vahşice katledildiğinde neredeydik? Yazıyı okuyanlar hemen kızmasınlar, neden bu şekilde düşündüğümü açıklayayım.

Ülkemizde artık istisnasız her konu siyaset güdümlü işliyor. Maalesef bunun suçlusunun siyasiler olduğunu söylemek zorundayım. Hassasiyetlerin sömürüsünde öyle ilerlediler ki ülke çıkarlarını unutan siyasiler haline geldiler. Söylemlere uzaktan bakıldığında korkunçlaştığını görüyorum. Günümüzde kullanılan tabiri ile “karşı mahalleye” zararı olabilecek her söylemi kendilerine hak gördüklerinden ülke çıkarlarını umursamamaları inanıyorum ki her Türk gencinin kanına dokunuyor. Bizlerin ise kimi karşı mahalleye beslediği düşmanlığa yenik düşerek bu korkunç söylemleri destekliyor, kimi korkunçluğu görse de sessiz kalıyor, kimi ise karşı çıkarak “şucu - bucu” nitelendirmesine maruz kalıyor. Ülkede artık herkes şucu veya bucu olabiliyor, olamayacağımız tek şey de vatanseverlik oldu. Çünkü ne söylerseniz söyleyin, karşı olduğunuz mahalleden etiket yiyorsunuz.

“Elma ile armut kıyası ülkede ata sporu haline geldi. Her yerde ve her şeyde anlamsız ve boş bir holiganlık, mesnetsiz eleştiri, nefret kusma, muhakeme yeteneği yokluğu, tanımların ve terimlerin içini boşaltma, siyasete endeksli berbat bir münazara, bomboş güzellemeler mevcut.” @Caravaggio3511

Çok doğru bir sitem değil mi? Millet olarak vizyon olabilecek düşünceleri savunmayı bırakmakla kalmadık, mevcut söylemleri ve hareketleri eleştirmeyi bile bıraktık. Holiganca savunduğumuz konularda eleştiri yapmadığımız gibi eleştiri yapanların da eleştiri haklarını gasp etmeye başladık. Artık Türk Milleti olarak eleştiri yapmıyoruz, sadece düşmanlığımızı kusuyoruz. Bu durum da her cephede hemen savunma ve karşı taarruza neden oluyor. Ülke çıkarları mı? O da ne?

Sokak hayvanları konusuna geri dönecek olursak…

Köpek saldırdı diye savunma yapanların savunması gülünç, umarım insan öldürmüş gibi yargılanırlar ve hatta o küreğin tadına kendileri de bakarlar.

Yalnız sokak hayvanları konusu üç beş günlük bir konu değil, bu konuya yeni bir konu gibi yaklaşanlar hata içerisindeler. Bu konu da her seçimde kullanılan konulardan sadece bir tanesi. Teknolojinin gelişmesiyle daha rahat duyabilir hale geldik, kameraların yoğunlaşmasıyla daha rahat görür hale geldik, sokak hayvanları nüfusunun artmasıyla daha yoğun halde karşılaşır olduk ama bu konu her zaman kullanılan bir konu. Kaldı ki bir de bu konudan para kazanan bir kesim var. Para kazanan kesim, bu konuda alınabilecek önlemler konusunda da haliyle yaptırabildiği kadar fren yaptırır. Mesela petrol şirketlerinin gelişen taşıt teknolojilerine ne kadar fren yaptırdıklarını biliyor musunuz veya sürekli değiştirdiğimiz ampullerin normalde bizim ömrümüzden uzun olabileceğini biliyor muydunuz? Bu konular da başka bir zamanın konuları olsun. Biz ülkemizle devam edelim.

Maalesef, aklıma gelen her konuda durum bu şekilde. Terör başta olmak üzere, tüm konuları seçim sandıklarına alet edenlerin olduğu bir dönemdeyiz. Neredeyse tüm siyasi partilerin bu tür hatalarını uzun bir liste yapabiliriz. Siz siz olun, bu akıma uyum sağlamamak için mücadele verin. Gelin, “Bazı konular siyaset dışıdır.” diyelim ve siyasilerin oyununa gelmeyelim. Gelin, bir konuda görüş bildirirken ülkemiz çıkarlarına hizmet edip etmediğine bakalım. Bırakalım partilerimizi, önce ülkemiz diyelim.

Unutmamalıyız ki vatansever bir parti yoktur, vatanseverlerin yoğun olduğu partiler vardır. Biz vatanseverler olarak bir partiyi değil, vatanımızı sevelim. Ancak o zaman partiler de bünyelerindeki vatansever sayılarını arttırırlar. Biz her koşulda partimize destek vermeye devam ettiğimiz sürece, partiler de sadece oylarını hangi kitlelerle arttırabileceklerini hesap ederler ki kitleler de onlar için sadece sayıdan ibaret olur. Bu kitle bazen hayvan hakları savunucuları olur, bazen terör savunucuları olur, bazen bilmem ne mağdurları olur, bazen de bizzat teröristin kendisi olur. Hatta öyle bir duruma geliriz ki oy için kurumlarımızı teröristlere peşkeş çekerler, sonra da yüzümüze gülerek oy isterler. Özellikle belediyeler artık vatanın evlatlarına değil de vatanın düşmanlarına teslim edilmeye başlandıysa, oy için bu hale getirenlerin de vatan evlatlıkları tartışmaya açılmakla kalmamış hükümsüz olmuştur.

Kendimize gelip vatanımıza sahip çıkmamızın zamanı gelip de geçmedi mi? Savunmayı bırakıp da çözüm üretilmesi için ses çıkarmanın zamanı gelmedi mi? Ülke çıkarlarına hizmet edecek çözümlere destek olmanın zamanı gelmedi mi? Bırakın Allah aşkına parti beynine biat etmeyi, kendi beynimizi kullanmanın zamanı gelmedi mi?

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.