Toprak Cephesinde Buluşalım

Özgür ve tarafsız basın-yayın başta olmak üzere, Türk Milletine çağrımdır.

Sürekli siyaset üstü söylemlerini duyuyoruz ve hassasiyetlerimizi bu kapsama sokuyoruz. Ne yazık ki gerçekçi olduğumuzda her konunun siyasi olduğunu, daha doğrusu siyasete malzeme edildiğini görüyoruz. Bu sorunumuzu aşmamızın yolu basın-yayın düşünce ve aksiyonlarından geçmektedir.

Millet olarak görevimiz, basın-yayına önemli olduğunu hatırlatmaktır. Çünkü önemli olduklarını ve kitleleri peşlerinden sürüklediklerini unuttuklarında insanların ayrışmalarına sebep olmaktalar. Bunu, birçoğunun istemeden yaptığına her gün üzülerek şahit olmaktayım.

Birilerine yarayacak veya zarar verecek diye yapılan söylemler veya susulan konular, kitleleri ayrıştırarak terörize etmektedir. Hâlbuki kanun tek, ahlak anlayışımız yakındır. Bu nedenledir ki özellikle hassasiyetlerimizin olduğu konularda söylemlerin yakın olması gerekir. Bunun aksi, kanunları bilmemek ve/veya araştırmamaktır ki basın-yayın geleneğine aykırı bir durumdur.

Olayı dramatize etmemek için uç bir örnek vermeyeceğim fakat sorunun sebebini detaylandıralım. Basın-yayın kendini iç siyasete o kadar kaptırmış durumda ki uluslararası konuları incelemeyi bırakın, topraklarımız içerisinde meydana gelen hassas konulara bile zaman ayırmaktan kaçınmakta. İşte bu noktada da suç milletimizin oluyor çünkü ilgi hangi konudaysa basın-yayın da işini yaparak o konuya zaman ayırıyor.

Hafta boyu siyasi gündemimiz o kadar yoğundu ki toplumun önde gelenlerine “Siyasi olayları kenara bıraktığında, bu hafta ülken için ne yaptın?” diye sorsak cevap alamayabiliriz. Peki, böyle mi olmalı veya ne yapılabilirdi? Ufak bir örnek için, içinde bulunduğumuz Yerli Malı Haftasını ele alabiliriz. Keşke hafta boyu milli üretim deseydik, yapılmayan ama yapılabilecekleri listeleseydik. Böylece siyasiler de seçim konuşmalarında, karşı tarafı yermek yerine bizim konuştuklarımızı projelendirdiklerini anlatırlardı.

Gönül isterdi ki gelişen teknoloji ile basın-yayına dâhil olduğunu kabul etmemiz gereken sosyal medya fenomenleri ve basın; siyasetçilerin doğru ve yanlışlarını savunma ve yermenin, siyasete yön vermede tek yol olmadığını bilsinler. Gönül isterdi ki bu topraklarda yaşayan insanlarımızın dertleriyle dertlenip siyasilere izleyecekleri yolu göstersinler. Gönül isterdi ki siyasilerin peşinde koşarak hareketlerini takip etmek yerine, siyasilerin önüne geçip geleceği göstersinler.

Gönül isterdi tabi ama milletimiz istemedikten sonra, basın da ilgi gördüğü konuyu izlemeye devam edecek. Milletimiz, bölünüp parçalanılacak söylemleri bulup bunlara ilgi gösterdiği için, fenomenlerimiz de basınımız da bu çerçeveden çıkmayacak.

Oysaki bu topraklar hepimizin, bu topraklara sahip çıkma görevi hepimizin, bu topraklarda nefes alan tüm canlıların korunması gereken hakları hepimizin.

Sınır belirtmeksizin, topraklarımıza sahip çıkmaya herkesi davet ediyorum, gelin Toprak Cephesinde buluşalım. Gelin, siyasilerin ayak izlerini takip etmenin ötesine geçelim, siyasilere ayak izlerimizi takip ettirelim. Gelin, topraklarımıza birlikte şekil verelim, millet diyelim, ulus diyelim, kavim diyelim, halk diyelim, insanlık diyelim. Gelin, Toprak Cephesinde buluşalım.