Türkiye-3 Kutuplu Ülkemizde, KPSS İçin Doğru Kutup Olalım

Üretimi ateşlenmiş bir Türkiye olduk, özellikle savunma sanayimizin bu aşamadan sonra durdurulması imkânsıza yakın. Bununla da kalmayıp, uluslararası arenada adeta vals yapıyoruz.

Öyle bir vals ki Avrupa ile başlıyoruz, onu kenara bırakıp kırmızı topuklu giymiş Amerika ile devam ediyoruz. Durmuyoruz, Çin’e yanaşıyoruz dişlerimizdeki çiçekle. Yetmiyor, Arap Ülkeleri ile waltz-run yaparken Rusya’ya göz kırpabiliyoruz. İşin güzel yanı, herkese mavi boncuk dağıtırken genel olarak karşıdan da sempatik dönüşler alabiliyoruz. İsveç Parlamentosunun gündemini belirleyebilen bir ülke olmak sizce de muazzam değil mi?

Tabi ki ülkemizde aşılması gereken sorunlarımız yok değil. Her zaman sorunlar olacaktır ve sorunlar bir şekilde çözülecektir ve hızlı şekilde de çözüm üretilmelidir.

Bugün sizlere kutuplar arasında sıkışmış geleceğimizin seslerini duyurmaya çalışacağım. Her kutuptan kullanılmak için yanaşılmış ve yanaşıldıkça nefessiz kalmış bir nesilden. İçlerinde olmamama rağmen onları en iyi anlayanlardan biri olduğum için yazıyorum, onların yaşadıklarında geçmişimden izler görüyorum. Geçmişime ait yazıları okumuş, Mahrem Dizisini izlemiş herkesten de bu gençlere yardım eli uzatmasını rica ediyorum. Ayrıca, kim geleceğine ses olmak istemez ki?

Kutuplar arasında sıkışmış dedim, niye dediğimi açıkladıktan sonra sözü kendilerine bırakacağım ve bizzat kendilerinin ağzından bazı şüpheleri aktaracağım.

Türkiye’de geldiğimiz noktada, kutuplaştığımız ve her fırsatta da herkesin, birlik olma mesajı vermesine rağmen, insanların kutuplaşabileceği söylemler yaparak tüy diktiği günlerde olduğumuz malumumuz. İşte bu ortamda, bir şekilde acı yaşayan insanlarımız da gardını düşürerek, her çözüm sağlayacak görünene yaklaşabilmekte. Bu durum, ne kadar onların suçu bilemiyorum. Bildiğim şey ise doğru ellerin uzanması geç kaldığında, kendilerini zararlı kişilerden korumalarının gittikçe zorlaştığı. Çünkü, hak arayışında olanlar birlik olup da fren mekanizması koymadıkları sürece, yani sınırlarını açıkça belirlemedikleri sürece, sınır tanımadan adımlar atabilirler. KPSS sorununda ise birbirlerini tanımayan çok büyük bir kitleden bahsediyoruz. Bu kitlenin birlik olması bile bir şekilde sağlansa da sınır çizmelerini beklemek amiyane tabirle saçmalık olacaktır.

İşte tam bu noktada görev bizlere düşmektedir. Şüphelerin ve sorunların doğru ellere ulaştırılması ve bir an önce çözüm sağlanması için, bu satırları okuyan herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Yanlış kutupların bu sorunu kendilerine meze etmelerinin önüne geçilmelidir. Zaten unutulmamalıdır ki hak arayışında olanlar gerçekten haklılarsa, bu arayışa destek olmayanlar da vicdanlarından asla kurtulamazlar. Kaldı ki devletimiz konuyla ilgili bir sefer sorun tespit edip eyleme geçmiş olduğundan, bu konuda hak arayışında olanlar benim gözümde doğrudan haklılardır. Hak arayışında da tek istedikleri, şüphelendikleri konuların araştırılmasıdır.

Sözü gençlerimize bırakmadan, 2022 yılında KPSS soruların çalınmış olabileceği şüphesiyle iptal edilerek tekrarlandığını siz değerli okuyucularımın bilgisine tekrar sunarım. Aşağıda, her konudan sadece bir CİMER şikâyetini örnek olarak paylaşacağım ama tüm konularda, birçok arkadaşın sıkıntı yaşadığına dair şikâyetlerini CİMER’e ilettiklerini gördüm.

       Şüphelerden en büyük olanı bence sınava girenlerin bazılarının iddia ettiği açık kitapçıklar. Sınava girmiş olanlardan bazıları, kendilerine gelen kitapçığın daha önce açıldığını söylemekte. Bu konu “2022 KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI (KPSS)” Kılavuzu 3.6’da “SINAVDA KULLANILACAK SORU KİTAPÇIĞI VE CEVAP KÂĞIDI” Başlığı altında şu şekilde açıklanmıştır:

Her bir soru kitapçığı matbaada özel olarak poşetlenecektir. Soru kitapçıkları sınavda adaylara, salon görevlileri tarafından poşeti kapalı olarak, rastgele dağıtılacaktır. Soru kitapçığı poşeti adayın kendisi tarafından açılmalı, adaylar kendilerine verilen açılmış poşeti kabul etmemelidir. Kendisine daha önceden açılmış poşet verilen aday, bunun açılmamış bir poşetle değiştirilmesini Salon Başkanından istemelidir.

       Sınavdan sonra KPSS başvuru bilgilerinin ÖSYM tarafından güncellenebilir hale getirilmesi.

Bu konuda da çok fazla söylem gördüm. Bizim zamanımızda bu tür konular yoktu, sanırım dinozor olduğumuzdan gençlerimizi anlayamıyoruz. Peki, anlamadığımız için susalım mı yoksa anlaması gerekenlere duyuralım mı?

       Dijital saatlerde problemler olduğuna dair de birçok şikâyet bulunmakta. Yazımın başında belirttiğim teknoloji lideri olmuş ülkemizde dijital saat sorunu yaşanmamış olması gerekmez mi?

       Sınav başlama ve bitiş süreleri konusunda da fazlasıyla şikâyet bulunmakta. Çoğunlukla analog saat kullanılan sınıflarda bu şikâyet var gibi. Erken giriş ve geç çıkışlar kısmen anlaşılabilir olsa da bazı sınıflarda sınav süresinin normalden 5-6 dakika daha geç bitirildiğine dair de iddialar bulunmakta ve pek kabul edilebilir görünmemektedir. Öyle ki başlaması gereken saatte başlayıp da 5-6 dakika geç sınavı bitiren sınıflar olduğu iddia ediliyor.

       Yine çokça şikâyet olan konulardan biri de optik ki böyle bir hatanın yapılmış olabileceğine imkân bile vermiyorum. Yine de o kadar çok kişi şikâyetini gündeme getirmiş ki inceleme yapılmaması biraz önce de ifade ettiğim gibi bizi sanırım iyice dinozor yapacaktır.

       Sınava girmemiş kişilerin kitapçıklarına sınava girilmiş gibi işlem yapıldığına dair de yine birçok şikâyet bulunmakta.

Bir konuda şüphe bulunması ayrıdır, birçok konuda şüphe bulunması ve kuvvetli iddialarda bulunulması ayrıdır. Sizce de KPSS başlı başına soru işareti değil mi?

Devletimiz, haksızlık gördüğü konulardaki hak iadesinde, mümkün olduğu kadar hızlı ve kontrollü olmalı.

Ne dersiniz? Bazen yanlışların kabulünü yapıyoruz ama hakların iadesinde çok geç kalıyoruz değil mi?