Anketler ve gerçekler

Daha seçime çok var ama nereye baksam bir anket çıkıyor karşıma.

Herkes kendini ilk sırada gösteriyor.

Sezon başındaki futbol takımları gibi.

"En iyi transferler bizde, şampiyon biziz" söylemleri çok olur futbolda.

Ama bu kadar atıp tutan futbol takımları genellikle hem hayal kırıklığı yaşar, hem de taraftarlarına hayat kırıklığı yaşatır. 

Çünkü herkes inanmak istediğine inanır.

İnanç iyidir elbet.

Ama hayalcilik...

Dediğim gibi anket tartışmaları çok erken başladı.

Her parti kendine yakın şirketlere anket yaptırıyor...

Sonuçlar da genellikle o partinin istediği şeklinde oluyor.

Bazen o kadar uçuk sonuçlar çıkıyor ki ortaya.

"Hadi canım sen de" diyesim geliyor.

Sormazlar mı adama; madem o kadar yüksek oy oranınız var neden 6-7 parti güç birliği yapıyorsunuz.

Bu partilerin tek tek anket açıklamalarını dikkate alırsak...

Alacaklarını iddia ettikleri oyları üst üste toplarsak.

Yüzde 100'ü geçiyor.

Anketler, matematik bilimi sayesinde okunur.

Ama muhalefetin açıkladığı bu anketlerin sonuçları maalesef ki matematik bilimine bile muhalif.

Bence biraz gerçekçi olunmalı.

Mesela şu soruyu yöneltmeli muhalefet; kararsızların oranı neden bu kadar yüksek.

Evet dünyayı etkileyen ekonomik çalkantıdan Türkiye de nasibini aldı.

Bazı rakamlar istenilen gibi gitmiyor.

Önemli bir kısmı aç gözlülerin etkisiyle olsa da bir pahalılık var.

E normal olarak geçim sıkıntısı yaşayan pek çok kişi mevcut iktidarı eleştiriyor.

Ve hatta "oy vermem" diyor.

Evet bunu diyor ama oyunu verecek başka bir partinin ismini de veremiyor.

O nedenle kararsızların oy oranı ana muhalefetin oy oranına yaklaşıyor.

Normal şartlarda ne olmalıydı?

Ana muhalefet partisinin, diğer muhalefet partilerinin oyları artmalıydı!

Sonuç; yine iktidar yine ilk sırada.

Muhalefet yerinde sayıyor.

Muhtemel ki bir dahaki seçimde değişen bir şey olmayacak.

Elbet başka bir gelişme olmazsa.

Köşe yazısını kaleme alırken aklıma geldi; Bağımsız Türkiye Partisi, 20 Mart 2014 yılındaki yerel seçimlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde oy oranı olarak bir çok partiyi geride bırakmıştı.

Rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı BTP, CHP, MHP, SP ve Hak-Par'dan fazla oy almıştı.

Yani AK Parti ile Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) sonra en fazla oy alan üçüncü parti olmuştu. 

Bu sonuçlar da BTP ile BDP arasındaki isim benzerliğine bağlanmıştı.

Şayet bir dahaki seçimde Cumhur İttifakı'ndaki partilere benzer isimli bir parti yer almazsa, bu haliyle Millet İttifakı partilerinin oylarını arttırmaları zor gibi görünüyor.

Elbette benim yaptığım işin latifesi.

Seçim anketle kazanılmaz.

Sandığa yansıyan irade aslolandır.

Ve genellikle anketlerde uçan partiler seçim sonrası gerçeklerle çok acı bir şekilde yüzleşiyor. 

Ve o kararsızların önemli bir kısmı şayet bir ışık göremezse muhalefetten, tekrar geri dönüyor.

Benden söylemesi...