"D KUŞAĞI !"

Son günlerde kuşak tartışması almış başını gidiyor.
Günümüz gençleri de "Z" kuşağı olarak nitelendiriliyor.
Genç dediysem ergen takımından bahsediyorum.
Hem iktidar hem de muhalefet kanadı bu gençleri kazanabilmek için özel çalışmalar yürütüyor.
Neden bu kadar önemli peki "Z" kuşağı.
Çünkü 2023 yılında yapılacak seçimlerde yaklaşık 8 milyon yeni seçmen olacak ve bu yeni seçmen kitlesi "Z" kuşağı.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Ortalama yüzde 18'lik bir oy oranı.
Yani bu kuşağı ikna edecek bir parti rakiplerine ciddi anlamda fark atar.
Z kuşağı çok önemli çünkü günümüz gençleri hayata çok farklı bakıyor.
Günümüz gençleri teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bu dönemde büyüdü.
Bizim dönem için bir uçağın sesten hızlı gitmesi olağanüstü bir durumdu.
Cep telefonlarına yıllarca alışamadık.
Hele akıllı telefonlara geçişte pek çok kişi ciddi anlamda zorlandı.
Şimdi öyle mi?
Temassız kullanımlar, sesli komutlar...
Z kuşağı önemli çünkü günümüzde artık bir yerden başka bir yere ışınlanmadan ciddi manada bahsediliyor ve buna kimse "imkansız" demiyor.
Z kuşağı önemli çünkü artık savaşları tanklar, devasa uçaklar değil küçücük insansız hava araçları kazanıyor, kazandırıyor.
İyi güzel de biz hangi kuşağız?
Mart 1971 doğumluyum...
Yaş 50 ve aslında çok uzun olmayan 5 onluk yıla o kadar çok şey sığdırmışız ki!
Henüz 2 yaşındayken Kıbrıs Barış Harekatı mesela benim dönemimde.
Terör olayları ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi...
Siyasi engellemeler...
Başörtüsü yasakları...
Başı kapalı kızların üniversitelere alınmamaları.
Bırakın bu kızları, sırf başı kapalı diye annelerin çocukların yemin törenlerini izlemek için askeri alanlara alınmaması...
28 Şubat'ı da unutmamak gerek...
Sincan'da tankların boy göstermesi ve askerin siyasi iradeye parmak sallaması...
Bu süreçten sonra bugün rahmet ve minnetle anılan dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifa etmek zorunda kaldığını, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu koalisyon hükümetinin de dağıldığını hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa atılması...
Yine Bülent Ecevit'e Millî Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Türkiye Cumhuriyeti anayasa kitapçığını fırlatması ve sonrası yaşanan ekonomik ve siyasi kriz.
Balyoz ve Ergenekon davaları...
AK Parti iktidarındaki 17-25 Aralık girişimleri...
Elbette Gezi Olaylarını unutmamak lazım.
17-25 Aralık ve Gezi'den iş çıkmayınca...
15 Temmuz'da da darbe girişimi...
Boğaziçi Köprüsü trafiğe kapatıldı, ordunun tanklarından, uçaklarından ve helikopterlerinden sivillere ateş açıldı, TBMM ve Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı savaş uçaklarınca bombalandı.
Z kuşağı kadar olmasa da biz de bu kadar çok şey yaşadık.
Peki biz hangi kuşağız?
Bizim kuşağı nasıl değerlendirmeliyiz?
Siz yorulmayın, ben buldum.
Bence D kuşağı olmalı.
O kadar çok darbe ve darbe girişimi oldu ki...
En iyisi D kuşağı...Son günlerde kuşak tartışması almış başını gidiyor.
Günümüz gençleri de "Z" kuşağı olarak nitelendiriliyor.
Genç dediysem ergen takımından bahsediyorum.
Hem iktidar hem de muhalefet kanadı bu gençleri kazanabilmek için özel çalışmalar yürütüyor.
Neden bu kadar önemli peki "Z" kuşağı.
Çünkü 2023 yılında yapılacak seçimlerde yaklaşık 8 milyon yeni seçmen olacak ve bu yeni seçmen kitlesi "Z" kuşağı.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Ortalama yüzde 18'lik bir oy oranı.
Yani bu kuşağı ikna edecek bir parti rakiplerine ciddi anlamda fark atar.
Z kuşağı çok önemli çünkü günümüz gençleri hayata çok farklı bakıyor.
Günümüz gençleri teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bu dönemde büyüdü.
Bizim dönem için bir uçağın sesten hızlı gitmesi olağanüstü bir durumdu.
Cep telefonlarına yıllarca alışamadık.
Hele akıllı telefonlara geçişte pek çok kişi ciddi anlamda zorlandı.
Şimdi öyle mi?
Temassız kullanımlar, sesli komutlar...
Z kuşağı önemli çünkü günümüzde artık bir yerden başka bir yere ışınlanmadan ciddi manada bahsediliyor ve buna kimse "imkansız" demiyor.
Z kuşağı önemli çünkü artık savaşları tanklar, devasa uçaklar değil küçücük insansız hava araçları kazanıyor, kazandırıyor.
İyi güzel de biz hangi kuşağız?
Mart 1971 doğumluyum...
Yaş 50 ve aslında çok uzun olmayan 5 onluk yıla o kadar çok şey sığdırmışız ki!
Henüz 2 yaşındayken Kıbrıs Barış Harekatı mesela benim dönemimde.
Terör olayları ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi...
Siyasi engellemeler...
Başörtüsü yasakları...
Başı kapalı kızların üniversitelere alınmamaları.
Bırakın bu kızları, sırf başı kapalı diye annelerin çocukların yemin törenlerini izlemek için askeri alanlara alınmaması...
28 Şubat'ı da unutmamak gerek...
Sincan'da tankların boy göstermesi ve askerin siyasi iradeye parmak sallaması...
Bu süreçten sonra bugün rahmet ve minnetle anılan dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifa etmek zorunda kaldığını, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu koalisyon hükümetinin de dağıldığını hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit'in önüne yazar kasa atılması...
Yine Bülent Ecevit'e Millî Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Türkiye Cumhuriyeti anayasa kitapçığını fırlatması ve sonrası yaşanan ekonomik ve siyasi kriz.
Balyoz ve Ergenekon davaları...
AK Parti iktidarındaki 17-25 Aralık girişimleri...
Elbette Gezi Olaylarını unutmamak lazım.
17-25 Aralık ve Gezi'den iş çıkmayınca...
15 Temmuz'da da darbe girişimi...
Boğaziçi Köprüsü trafiğe kapatıldı, ordunun tanklarından, uçaklarından ve helikopterlerinden sivillere ateş açıldı, TBMM ve Gölbaşı'ndaki Özel Harekat Daire Başkanlığı savaş uçaklarınca bombalandı.
Z kuşağı kadar olmasa da biz de bu kadar çok şey yaşadık.
Peki biz hangi kuşağız?
Bizim kuşağı nasıl değerlendirmeliyiz?
Siz yorulmayın, ben buldum.
Bence D kuşağı olmalı.
O kadar çok darbe ve darbe girişimi oldu ki...
En iyisi D kuşağı...

--------------------

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu