Hoş geldin ya şehri ZAM

Tüm dünya binbir belanın etkisi altında.

Önce korona virüs...

Ardından ekonomik durgunluk....

Şimdi de Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı.

Şimdi bir kesim "Bize ne Rusya ile Ukrayna savaşından" diyebilir.

Ama dememeli.

Yakın coğrafyamızdaki bu gerginlik doğal olarak bize de yansıyor.

Ukrayna ve Rusya'dan bu yaz gelen turist azalsa dahi ciddi bir ekonomik kaybımız olacak.

Normal ticaret hacminden bahsetmiyorum bile.

Ve her iki tarafla birden dostane ilişkileri sürdürebilen ender ülkelerden biri Türkiye.

Tercih etmiyor...

Aksine tercih ediliyor.

Her iki taraf da "arabuluculuk" için sadece Türkiye'ye güveniyor.

Bu çok iyi bir şey.

Bu kargaşa elbette beraberinde ekonomik sıkıntıyı beraberinde getirdi.

Fiyatlar arttı.

Alım gücü azaldı.

Enflasyon yükseldi.

Bununla ilgili hükümet eleştirilebilir mi?

Elbette!

Nasıl iyi icraatlar beraberinde övgüyü getiriyorsa...

Ekonomik daralma, fiyat artışları ve diğer sıkıntılı süreçte de eleştirilecektir hükümet.

Yöneten sorumludur...

Ama her zaman hükümet sorumlu olmuyor.

Aç gözlüler var maalesef.

"Krizi fırsata çevirmek" diye bir tabir var ya.

Onu yanlış anlıyor belli bir kesim sanırım.

Akaryakıta bir lira zam mı geldi...

Yap üstüne 3 lira zam...

"Yağ kıtlığı olacak" söylentisi mi çıktı...

Eldekileri, stokla...

Azar azar zam yapa yapa piyasaya çıkar.

Yani 1'e aldığını 5'e sat.

Savaş, petrol fiyatlarının artması, diğer hammadde fiyatlarındaki yükselme...

Ekonomiyi doğal olarak olumsuz etkiledi.

Hükümet de bunun üzerine bazı hamleler yaptı.

Temel gıdada KDV oranını yüzde 1'e indirdi.

Ama nedense yüzde 7 oranındaki indirim, fiyatlara doğru orantılı yansımadı.

Şimdi de Ramazan ayı geliyor.

Mübarek günler öncesi özellikle 3 harfli marketlerde gıda ürünlerine küçük küçük zamlar yapılmaya başlandı bile.

Geçtiğimiz hafta bu marketlerin birinden 2.5 kiloluk pirinci 28 liraya almıştım. Bir kaç gün önce başka bir ürün almaya gittiğimde pirincin fiyatının 35 liraya yükseldiğini gördüm.

Bir çırpıda 7 lira.

Pirincin fiyatının 7 lira birden artmasını gerektirecek nasıl bir ekonomik gelişme yaşandı merak ediyorum.

Mesela yumurta...

Tavuklar greve gitti de haberimiz mi olmadı.

Kuş gribi vakası yaşandığında, milyonlarca kanatlı telef edilmişti.

O zaman bile böyle yükseliş olmamıştı yumurta ve kanatlı hayvan eti fiyatlarında.

Anlaşılan bu kesim Ramazan'a farklı bir gözle bakıyor.

Onların parolası "Hoş geldin Ya Şehri Ramazan" değil, "Hoş Geldin Ya Şehri Zam" demek ki!