"Yanlış" Çabuk Yayılır, "Doğru" Uğraştırır

Haber demek; doğruyu aktarmak demek...

Haber demek; Halkı aydınlatmak demek...

Haber demek; duyulmayanı duyurmak demek...

En azından ben öyle öğrendim.

Duydum.

Sordum.

Sorguladım.

Ve tüm bunları derleyip aktardım.

Yerelde de çalıştım, Anadolu Ajansı'nda da.

Filmli makineler...

Daktilolar...

Pikaj servisi...

Ve gazeteler buram buram mürekkep kokan matbaaların üzerinde kuruluydu genellikle.

Haberleri telefonla yazdırırdık, dışarıda olanlar bol bol jeton taşırdı önceleri.

Sonraları kartlı telefon kulübeleri çıkmıştı.

Eğer jeton veya kart bulamazsak, bir esnafa gider, "haber yazdıracağım, gazeteyi arayıp sizin numaramızı versem olur mu?" diye sorardık.

Kasetli ses kayıt cihazları sonradan hayatımıza girmişti, çünkü pahalıydı.

O nedenle iyi not almak, yani konuşanı iyi dinlemek zorundaydık.

Tamam tamam meslek geçmişimi, askerlik anısı gibi anlatacak değilim.

Her alanda olduğu gibi bizim meslek de yani medya da gelişiyor, değişiyor.

İyi yanları da var elbet.

Cep telefonları...

Bilgisayarlar...

Dijital fotoğraf makineleri...

Bunlar iyi tarafları.

Ama dezenformasyon diye bir gerçek var günümüzde.

Geçtiğimiz gün Bursa Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile birlikte "Türk Dünyası Yeni Nesil Medya Çalıştayı" düzenledi.

Çalıştayda, "Medyada dezenformasyon ve nefret söylemi ile mücadele" ile "Dijital Medya ve İnternet Gazeteciliği" başlıklı iki oturum yapıldı.

Özellikle dezenformasyon ve nefret söylemi çok önemli.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da açılış konuşmasında bu konuya özellikle değindi.

Ve hatta, gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza giren dijital medya ile, sanal zorbalık, siber saldırı, terörizm propagandası ve dile getirmediğim daha pek çok olumsuzlukla da karşı karşıya kalıyoruz istemesek de.

Çalıştay için video mesajı gönderen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un da dezenformasyon ve dijital terör olgusuna parmak bastı.

Bu durum ciddi manada can yakar hale geldi.

Eskiden durum daha farklıydı ve kontrol edilebilir durumdaydı.

Yalan veya yanlış haber, mahkeme kararıyla da olsa tekzip edilir, düzeltilirdi.

Günümüzde ise yalan veya yanlış haber bir anda onlarca, yüzlerce ve hatta binlerce ayrı mecrada yer alıyor. 

Yalan ve yanlış o kadar çabuk yayılıyor ki...

Sonradan doğrusunu paylaşsan da bir anlamı, kıymeti kalmıyor.

O nedenle hem  dijital medya ile ilgili hem yasal düzenlemeler yapılmalı hem de Bursa Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile birlikte hayata geçirdiği  "Türk Dünyası Yeni Nesil Medya Çalıştayı" gibi organizasyonlar daha sık düzenlenmeli.

Evet "yanlış" çabuk yayılır, "doğru" aktarmak uğraştırır ama vazgeçmemek lazım.

O nedenle emeği geçenleri tebrikler....