ZAFER MAHALE - 2

Zafer Mahallesi ile ilgili kaleme aldığım yazım, umduğumdan da fazla ilgi gördü.

"Eksik yazmışsın" diyenler de oldu, yenisini beklediklerini söyleyenler de.

"Şunu da yazsaydın" önerileri de art arda geldi.

Sanırım benim gibi herkes eski mahalle kültürünü çok özlüyor.

Kaldı ki mahallede öyle çok çevrem yoktur.

Lise 2'ten itibaren girdiğim yoğun iş temposu nedeniyle çok fazla vakit geçiremedim Zafer Mahallesi'nde.

Sonra askerlik...

Sonra yine yoğun iş temposu...

Sonra evlilik...

Sonra da başka bir mahalleye taşınma hikayesi.

Önce Beşevler...

Ardından Üçevler...

Ama Zafer mahalleliliğimiz devam etti her daim.

Daha önce de dediğim gibi 2 oğlum da özlediklerinde "baba hadi mahalleye gidelim" derler.

Zafer Mahallesi'nden bahsedince Zafer Halk Oyunları Derneği'ni konuşmamak haksızlık olur mesela.

Allah ömür versin hocaların hocası Sadullah Şentürk...

Allah rahmet eylesin çalgıcı aga Sülo...

Zurnacı aga Şuayip...

Rahmetli darbukacı Hasan ağbi...

Sayamadıklarım haklarını helal etsin.

Zafer Halk Oyunları'nda ben de ter dökmüştüm kısa bir dönem...

Zafer'de oturdum ama Bursa festivaline Namıkkemal Halk Oyunları Derneği ile katılmak nasip oldu.

Olsun, Namıkkemal de bizim mahalle...

Şimdiki Büyükşehir Belediyesi'nin olduğu yerde, balık hali, soğuk hava deposu ve yeni hal vardı.

Balık hali nedeniyle özellikle kışın mahallemizden martılar eksik olmazdı mesela.

Hal ve atılan çürük meyve nedeniyle bilumum sinek ve haşeratı da unutmamak lazım.

Olsun, biz her haliyle seviyorduk mahallemizi.

Mahallenin tam ortasında Hopaylı Ekmek Fırını...

Bacasından çıkan ekmek kokusu, özellikle akşam saatlerinde tüm mahalleyi sarardı.

Ünal Kırtasiye'de hesabı olmayan yoktur herhalde.

Alırsın kitabını, kalemini, defterini, "ay başında veririm" dersin.

Yol boyundaki kahvehaneler buluşma yeridir ki hala öyle.

Zafer Camii'nin yanındaki bahçeli kahvede ise namaz öncesi ve sonrası boş sandalye bulmak neredeyse imkansızdır.

En sevdiğim yanı ise ezan okundu mu ocakçının dahi işini bırakıp namaza gitmesidir.

Namaza gitmeyenler isterlerse kendi çaylarını doldururlar, gidenler ise içtiklerinin paralarını tabağın yanına bırakırlar.

Ne namaza gidenin aklı kalır "acaba hesabı ödeyecekler mi?" diye...

Ne de kalanın hesabı ödemeden gitmek aklına gelir.

Orası Zafer mahale...

Herkes hesabı birbirine kilitlemeye çalışır ama kahvehane sahibine asla...

Ve hatta bazen ocakçı yanlış hesap yaptığında, "5 değil 6 çay vardı" diye uyarır müşterisi...

Aslında yürüyerek gitsek daha çabuk ulaşacağımız Heykel-Kapalı Çarşı için Zafer Dolmuş Durağı'nda saatlerce bekledik zamamında.

Ve bu sırada kuyruktakilerle ki çoğu tanıdık 2 lakırdı etmek, işin keyfiydi aslında.

Zaferspor'a geçen yazımda yer vermiştim...

Ama mahalleden kalkan kamyon, minibüs kasalarında deplasman semt sahalarına gidişten bahsetmemiştim.

Ben hariç sanırım herkesin mahalledeki herkesin Zaferspor'da bir hikayesi ve geçmişi vardır.

Yıllarca spor muhabirliği yapmama rağmen yeteneksiz oluşum nedeniyle ne Zaferspor'da ne de başka bir takımda futbol oynayamadım.

"En iyi barmenler alkol kullanmaz" sözünden hareketle "En iyi spor muhabirleri aslında futbol yeteneksizidir" diyerek kendi işime odaklandım.

"En iyi spor muhabiri, gazeteci oldum" diyemem, ukalalık edemem ama futbol yeteneksizliğim aynen devam ediyor...

Mahalledeki pek çok futbol oynayan arkadaşıma amatör maçlarda fazladan yıldız verdiğimi de yazmadan geçemeyeceğim.

Onlar beni mahalle maçlarında oynatmadı zamanında ama ben onlara ciddi kıyak yaptım...

İşin latifesi elbet.

Başka yazı çıkar mı Zafer Mahallesi'nden bilmem ama ben eski mahallemi...

Geleneğini...

Göreneğini...

Yardımseverliğini...

Çok özlüyorum...

Haberin Doğrusu En Güncel Haber

Haberin Doğrusu, Bursa haber, Bursa son dakika, Doğru haber, Son dakika, Bursa iş dünyası, Bursaspor, Bursa hava durumu, Bursa nöbetçi eczaneler, Bursa ekonomi haberi, Bursa kapalıçarşı, Bursa trafik durumu