Son günlerin Bursa'da tartışılan en önemli konularından biri Kestel'de yapılması düşünülen yeni sanayi bölgesi...

Hem de birinci sınıf tarım arazilerinin olduğu Soğuksu'ya...

Elbette bu şehrin geleceğini düşünenler buna karşı çıkıyor. Zaten koca şehrin ovası heba olmuş, elde kalan son tarım alanlarının sanayiye kurban edilmesi kabul edilebilir bir olay değil. Artık gelişi güzel yapılan pıtırak gibi çoğalan fabrikaların 'ben yaptım oldu' uygulamasından vazgeçilmeli. Sanayi de şart ama tarım arazilerinin heba edilmemesi daha elzem. Sanayinin gelişmesi tarım alanlarının korunması için bir plan program olmalı.

Şehir programlı bir şekilde büyümeli.

Bursa olarak ova korumada treni çoktan kaçırdık. En azından bundan sonra elimizde kalan son tarım arazilerine sahip çıkalım.

Bir de ilginç bir görüntü ortaya çıkıyor. Projeler ortaya atılırken getirisi-götürüsü neden hesap edilemez.

Mesala yıllar önce Keles'e bir termik santralinden bahsediliyordu. 

Yer mi?

Çok ilginç, o kadar uygun yer olmasına karşın Keles'in kiraz deposu Kozağacı'na...

Ya da bir kaç yıl önce Büyükorhan Karağız köyüne katı atık tesisi...

Karşı çıkıldı, tabii ki.

Vaz geçildi, Kozağacı da Karağız köyü de kurtuldu.

Şimdi Kestel Soğuksu'ya yapılması düşünülen sanayi bölgesi tartışma konusu. Kamuoyu ayaklanmış durumda.. Anlayacağınız  Soğuksu'ya sanayi bölgesi yapılmasına herkes soğuk. D

Bu konu daha çok tartışılacak. İnşallah Soğuksu da kurtulur.

Şimdi peşpeşe bu gelişmeleri sıralarken insan kendi kendine soruyor;

Bu tür projeleri hayata geçirmeyi hedefleyenler yer seçimini özellikle mi yapıyorlar?

Seçilen yerler özellikli bölgeler.

Çünkü göz göre göre bir insan, kuruluş, stk şehrinin heba olmasına nasıl razı olur?

Kestel'de yapılması düşünülen yeni sanayi bölgesi projesi bir kez daha gözden geçirilir. Mutlaka daha uygun yer vardır. Tarım alanlarının değeri bilinmeli. 

Hele hele çok verimli olan araziler özellikle korunmalı...

Sanayide büyürken tarımda küçülürsek yarın ekmek bulmada sıkıntı yaşayabiliriz.

Çünkü gidişat öyle...